Dünya’da yaklaşık 212 milyon birey spor yapmaktadır. Ön çapraz bağ yaralanmaları diz ekleminin tipik yaralanmalarından biridir. Son 20 yılda cerrahi ve rehabilitasyon teknikleri gelişmesine rağmen, Ön Çapraz bağ yaralanmaları hastayı fizyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak zor duruma sokabilir.
Ön Çapraz bağ yaralanmalarının ¾ temassız yaralanmalar sonucu meydana gelir. Erkek sporcularda kıyasla kadın sporcularda daha fazladır.
Yaralanma mekanizması, çevresel ve bireysel olarak bir çok faktöre bağlıdır. Bireysel faktörlerden değişebilenler olduğu gibi değişmeyecek olanlar da vardır. Örneğin bireyin anatomik özelliklerini değiştirmeniz çok zordur. Antrenman yükü, yetersiz dinlenme, quadriceps-hamstring kas kuvveti dengesizliği, interkondiler aralıkta sıkışma, eklemin lateral yüzünde kompresif yüklerin fazlalığı …
Kadınlarda eklem laksitesi, valgus, abduksiyon momentleri, genu rekurvatum gibi anatomik zeminli teoriler öne sürülmüştür.
Temassız yaralanmalarda, hava koşulları, saha zemini, yarışma düzeyi temel faktörlerden sayılır. Örneğin yüksek nem altında futbol oynayan bireylerde, spor yaralanması ve ÖÇB yaralanma riski daha yüksektir.
İçsel faktörler arasında anatomik faktörler önemlidir.
İnterkondiler çentiğin daralması, tibial slop açısının normalden yüksek olması, bayan sporcularda femoro-tibial plato açısının artması, diz ekleminde rekurvatum deformitesi, bağın morfolojik yapısı sayılabilir.
Kuadriceps kas gücü ile üretilen kontraksiyon kuvveti, tibio-femoral ekleme yüklenen kompresif yükler, ÖÇB rüptürüne neden olabilir.
İnterkondiler çentikdeki darlık rüptüre neden olabilir.
Bağ yaralanması genellikle hiperekstansiyondaki diz ekleminde meydana gelmesi makul görülse de, çoğu yaralanma diz eklemi kısmı fleksiyondayken meydana gelir.
Aksiyel kompresif yüklerin diz ekleminde anterior translasyona ve ÖÇB’de öne doğru yüklenmeye neden olduğu gösterilmiştir.
Meyer yapmış olduğu kadavra çalışmalarında femoral ekleme aşırı kompresif yüklerin ve internal rotasyonun ÖÇB’de torsiyon ve rüptüre neden olabileceğini belirtmiştir.
Dejour ve Bonnin yapmış oldukları bir çalışmada 10 derecenin üzerinde artmış tibial slobun 6 mm’den fazla tibial anterior translasyona neden olduğunu tanımlamıştır.
Nöromusküler sistemin kalitesi yaralanmalardan korunmada önemlidir. Merkezi Sinir sisteminden hareketi kontrol eden merkezlerin, instabiliteye reaksiyon verme yeteneği sporcularda ÖÇB riskini belirlemede önemlidir.
Kalça abduktor ve dış rotator kaslarındaki yetersizlikriski artırabilir.
Hamstring kas grubunun Kuadriceps ile birlikte kontraksiyonu yaralanmaları önlemede önemlidir. Bu kas grupları arasındaki dengesizlik yaralanma için risk faktörüdür.
Kadınlarda, fizyolojik olarak, post-menarş ve pre-ovulator fazda ÖÇB rüptür riski yüksek oranda olduğu görülmüştür.
Biyomekanik olarak dizde artmış valgus, kalça ekleminde artmış iç ve dış rotasyon yaralanma riskini artırır.
Bir şeyi önleyebilmek için sebeplerini ortadan kaldırmanız gerekir. Anatomik faktörleri tespit etseniz de müdahale imkanı yok değerindedir. Saha faktörlerine göreceli olarak müdahale edebilirsiniz.
Yaralanmaların temassız olması aslında bizim için çözümün yattığı yer. Doğada hiçbir hayvanın bağlarının ya da kaslarının koşarken yaralandığını görmezsiniz. Çitalar 100 km hıza ortalama 3 sn de çıkabilir, bu yüksek hızda bile bir yaralanması olmaz. Yaralanmanın temassız olması nöro-musküler sistemle ilişkili ciddi ip uçları vermektedir.
Nöro-musküler sistem refleks olarak bağı ve dizi korumaktadır. Bu sistemin yorgunluğu, yeterince dinlenememesi önemli bir risk faktörüdür.
Sonuçta sistem önce sizin maruz kaldığınız yükü algılıyor, sonrasında bir performans çıktısı ortaya koyuyor. Her yük te herkeste aynı oranda algılanmıyor.
Yükün algılanmasında en önemli parametrelerden biri eklem yüzeylerine uygulanan basınçtır. Kuvvet / yüzey alanı. Bu sizin ekleminizde ve yoğun duyusal girdi sağlayan eklem çevresi dokulara binen yükün miktarından önemlidir.
Bu yükün optimal seviyede olabilmesi için eklemin ideal pozisyonda olması gerekir.
Eklemin ideal pozisyonunu nasıl değerlendireceğiz ?
Tek tek bütün eklemleri açısal olarak değerlendirme imkanı çok zordur. Bütün kinetik sistem bir ilişki içinde olduğundan, sistemin bütün olarak hareketini analiz edip sonrasında detay analizleri yapmak mantıklıdır.
Diz eklemi menteşe tipi bir eklemdir. Bu eklemin hareketinin ana belirleyicileri kalça ve ayak bileği eklemleridir.
Bütünü analiz ettikten sonra detayda kalça ve ayak bileği eklemi değerlendirilebilir. Dorsi-fleksiyon kısıtlılığının üst tarafa doğru bütün yaralanmaları artırdığı çalışmalarda gösterilmiştir.
Yaralanmaları önleme de iki önemli nokta var.
- Yüklenmenin göreceli şekilde kapasiteyi çok zorlamadan yavaş yavaş artırılması. Avusturalyalı Bilim adamı Tim Gabett bu konu üzerine yoğun olarak çalışmaktadır. Akut ve Kronik yük oranı 0.8-1.3 arası olmasını önermektedir.
- Kişinin kapasitesinin artırılması. Kapasitesi kısıtlı olana aşırı yüklendiğinizde mutlaka bir yaralanma olacaktır.
Nihayetinde spor yapıldığı sürece, yaralanmalar olacak, korumak için de çalışmalar devam edecektir. Diz bağ yaralanmaları hem maliyetli hem insanın genel hayatını etkilediği için bu konu gündem de kalmaya hep devam edecektir.
Kaynaklar
1. 2. Boden BP, Dean GS, Feagin JA Jr, Garrett WE Jr. Mechanisms of anterior cruciate ligament injury. Orthopedics 2000;23(6):573–8. Crossref
2. Uhorchak JM, Scoville CR, Williams GN, Arciero RA, St PP, Taylor DC. Risk factors associated with noncontact injury of the anterior cruciate ligament: a prospective four-year evaluation of 859 West Point cadets. Am J Sports Med 2003;31(6):831–42
3. Arendt E, Dick R. Knee injury patterns among men and women in collegiate basketball and soccer. NCAA data and review of literature. Am J Sports Med 1995;23(6):694–701.
4. Dejour H, Bonnin M. Tibial translation after anterior cruciate ligament rupture. Two radiological tests compared. J Bone Joint Surg Br 1994;76-B(5):745–9