Spora katılım sıklığı yaralanma riskini arttırır. O zaman spor yapmayalım mı ?
Tabiki Hayır !
İnsan vücudu, spor sırasında kendisine uygulanan streslere uyum sağlar.
Gerim kuvvetlerine sürekli maruz kalmak esneklik ve güçte maladaptasyonlar gelişmesine sebep olur.
Eklem biyomekaniğindeki değişimler ve eklem çevresindeki kas-kuvvet imbalansının gelişimi maksimal kuvveti azaltırken yaralanma için de ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Yaralanma paternleri, cinsiyete değil spora özgüdür.
Fakat kadın atletlerde1 fiziksel kondisyonun daha zayıf olmasına bağlı olarak overuse (aşırı kullanım) ve strese bağlı yaralanmaları2, üst vücut kuvvetinin nispeten daha az olmasına bağlı olarak omuz ve dirsek yaralanmalarını3 ve diğer sporlarda olduğu gibi daha sık görülen patellofemoral problemlerle karşılaşmak olasıdır.
Erkeklerde ise kontüzyon, sıyrık ve laserasyon insidansı kadınlara göre daha fazladır.
YARALANMA MEKANİZMALARI
Genç tenis oyuncularında, yaralanma sebepleri arasında makro ve mikro travmalar yer almaktadır.
Makrotravmalar akut gelişir ve tek bir olaydan sonra alt ekstremitede meydana gelir. Mikrotravmalar ise kronik bir süreçte gerçekleşir ve genellikle tekrarlayan antrenmanlar sonucunda üst veya alt ekstremitede görülebilir.
MALADAPTASYONLAR VE DOĞAL TALEPLER
Tenis, hızlanmalar ve değişken hareketler açısından şiddetli bir oyundur. Tekrarlayan kısa mesafe koşuları, akselerasyon – deselerasyon, yön değiştirme ve vurma aktivitelerini içermektedir.
Teniste her yön değişikliğinde yerdeki bacak, diz ve ayak bileğine vücut ağırlığının 1,5-2,7 katı yük biner.
Metabolik değerlendirmeler, tenisteki metabolik ihtiyaçların %70 alaktik anaerobik, %20 laktik anaerobik ve %10 aerobik olduğunu ortaya koymaktadır. Tenis sık antrenmanlar gerektirir.
Bir çalışma, genç tenis oyuncularının haftada 6,1 gün ortalama 2,3 saat antrenman veya maç yaptığını ortaya koymuştur.
Tenisin doğasında var olan zorluklar şiddet, yoğunluk ve uygulama sıklığı bakımından oldukça yüksek olmasıdır. Kas-iskelet sistemi, yaralanmalardan korunmak ve becerikli bir performans sergilemek için bu taleplere yanıt vermelidir.
KAS-İSKELET SİSTEMİNİN TEPKİSİ
İnsan vücudu, spor sırasında kendisine uygulanan streslere uyum sağlar.
Genç tenisçilerde kemik yoğunluğu, tendon kolajen içeriği, VO2 max ve anaerobik eşikte artış görülmektedir. Bununla birlikte, çalışmalar esneklik, güç ve dayanıklılıktaki adaptasyonların olumlu olmayabileceğini, bu durum yaralanma riski ve düşük performans kaynağı olabileceğini göstermiştir.
BİYOMEKANİK VE BECERİ EDİNME
Hayatın erken evreleri yeni becerileri öğrenmek için en iyi zamandır.
Motor ateşleme organizasyonu bu evrede daha kolaydır. Kas aktivasyonunun verimliliği, sporcunun kariyeri boyunca etkili biyomekaniğe izin verecek, performans ve sakatlanma riski üzerinde olumlu etkileri olacaktır.
Ancak bu dönemde yanlış öğrenmenin olumsuz etkileri olabilir. Bunun en yaygın iki yolu,
- Yanlış ekipmanla antrenman yapmak
- Sporcunun üretebileceğinden daha fazla kas kuvveti gerektiren becerileri öğretmeye çalışmaktır.
Her durumda, daha az verimli bir biyomekanik adaptasyon öğrenilecektir.
YARALANMALAR ve ENDİŞELER
Uzun kemiklerin epifiz ve apofiz bölgeleri genç tenisçilerde önemli bir sorundur. Travmatik inversiyon ayak bileği yaralanmaları veya uzanmış kol üzerine düşmeler, bağ burkulmalarından ziyade epifiz yaralanmalarına neden olabilir.
Traksiyon apofiziti Aşil tendonu, quadriseps tendonu ve bilek fleksörlerinde sık görülür. Bu yaralanmalar genellikle büyüme veya maladaptasyonun neden olduğu kas-tendon ünitesinin yetersiz esnekliğinden meydana gelir.
YAYGIN ORTOPEDİK YARALANMALAR
Omuz
Üst ekstremitede en sık etkilenen omuzdur. Rotator manşet inflamasyonu, her seviyeden tenisçide görülen en yaygın yaralanmalardandır.
Yaşlı bir oyuncuda rotator manşet sıkışması (impingement) ve dejeneratif değişiklikler görülürken, gençlerde ise semptomlar sıklıkla Glenohumeral Eklem İnstabilitesi ile beraber görülmektedir.
Ayrıca genç tenisçilerde, omuz traksiyon apofiziti gibi daha az görülen problemlerle karşılaşılabilir.
Dirsek
Hem lateral epikondilit hem de medial epikondilit görülebilir.
Ayrıca adölesanlarda anatomiden kaynaklı avülsiyon kırıkları da oluşabilir.
El Bileği
El bileğinin değerlendirilmesinde hamatum’un kancasının (hamulus ossis hamati) kırılması, TFCC (triangular fibrocartilage complex) yaralanması, Guyon kanalında ulnar sinir sıkışması ve ulnar arter trombozu olasılıkları nadir de olsa göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca el bileği kırıkları ve dislokasyonlar görülebilir.
Ön kol Adölesanlarda baskın olmayan önkolda Ulna stres kırıkları görülebilir.
Santral Bölge Yaralanmaları (Sırt ve Gövde)
Esnekliğin az olması ve bu bölgeye yüklenilmesiyle overuse yaralanmaları sık görülür.
En sık etkilenen üç bölge
- servis hareketinde fileye yüklenirken veya vole için geriye doğru düşerken kullanılan arka orta hat paraspinal kas sistemi;
- servis hareketindeki değişim sırasında veya yer vuruşlarında kullanılan periferik gövde kas sistemi (Quadratus lumborum veya Oblik kaslar); ve
- Rectus abdominis (bu kastaki yırtıklar baş üstü vuruşlar veya servislerle ilişkili olabilir).
Bel ağrısının daha az yaygın nedenleri arasında intervertebral disk rüptürü ve spondilolizis yer alır.
Alt Ekstremite Yaralanmaları
Alt ekstremite overuse yaralanmaları, üst ekstremite veya santral bölge yaralanmalarından iki kat daha sıktır.
İlk sebebi kısa bir hamlede keskin ve hızlı bir durma-başlama, yanal hareketler ve hızlanmada alt ektremiteye yüklenilmesidir.
İkincisi ise genç atletlerde alt ekstremiteler dahil olmak üzere belirli anatomik alanlarda daha az esnek ve daha zayıf
olmalarıdır.
Bacak
Akut strainler genellikle maçın ilerleyen zamanlarında kaslar yorulduğunda veya maç öncesi ısınma ve esneme hareketleri yetersiz olduğunda meydana gelir.
Kronik kas strainleri ise ilk yaralanmadan kaynaklanan yetersiz dinlenmeye veya rehabilitasyona ikincil olarak görülür. Strainlerin en sık görüldüğü üç bölge;
- Addüktör kaslar (kasık çekmeleri): Addüktör kas sprainleri ani yön değiştirmelerinden kaynaklanır.
- Hamstringler: Hamstring yırtıkları hem proksimalde (kalçaya yapışma bölgesine yakın) hem de distal bölgede (diz arkası bölgede) meydana gelebilir. Genellikle fileye doğru koşarken veya hücum ederken patlayıcı hızlanmada görülür.
- Gastroknemius: Gastroknemius sprainleri, sprintte veya zıplarken bacağın tekrarlayan, patlayıcı hızlanmalarında ortaya çıkar.
Diz
En sık Osgood-Schlatter sendromu ve patellofemoral eklem ağrısı görülür. (jumper’s knee)
Ayak Bileği
Ayak bileği burkulmaları, teniste en yaygın görülen makro travmalardandır.
Ayak
Tenis oyuncularında stres kırıkları, plantar fasiit, su toplamaları ve sıyrıklar veya tenis parmağı görülebilir. Raket sporcularında stres kırıkları en sık beşinci metatarsın tabanında /diyafizde görülür.
TEDAVİ
Aşırı yüklenme-yaralanma tedavisi, “tam ve doğru” teşhis ve periyodik rehabilitasyonu içermelidir.
ÖN REHABİLİTASYON
Genç tenisçilerdeki sorunları azaltmak için önleyici kondisyon kullanılmalıdır.
Bu süreç, tenisin doğasında olan gerekliliklerin, genç tenisçilerin karşılaştığı özel ihtiyaçların anlaşılmasını, Sporcunun esneklik, güç, kuvvet ve dayanıklılığının spor öncesi incelenmesini,
Antrenmanın yüklenme ve dinlenme periyotlarının antrenörler tarafından iyi planlanması gerekir. KAYNAKÇA
Kibler WB, Safran MR. Musculoskeletal injuries in the young tennis player. Clin Sports Med. 2000 Oct;19(4):781-92. doi: 10.1016/s0278-5919(05)70237-4. PMID: 11019740.