Spor branşları içerisinde, gençler ve yetişkinler arasında dünyada 200 milyon aktif oyuncuya sahip olan futbol en popüler branşlardan biridir (10). Bu kadar yaygın ve aynı zamanda temaslı bir spor olması çok sayıda yaralanmayı beraberinde getirmektedir.
Dünya genelinde, ulusal futbol ligleri haricinde Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi gibi bir çok uluslararası turnuvalar düzenlenmektedir. Bu turnuvalara katılmak hem katılımcı ülkeler hem de bu organizasyonu düzenleyen ülkeler için, büyük bir ekonomik kazanç oluşturduğu gibi ülkelerin uluslararası prestiji ve marka değerleri için de çok önemlidir (26).
Dünya Kupası, dünya genelinde FIFA için ortalama 4 milyar dolarlık bir gelir sağlamaktadır. 1994 yılında ABD’de düzenlenen Dünya Kupası’na, 1 (bir) milyondan fazla uluslararası ziyaretçi gelmiştir, bu ABD tarihinde rekor olmuştur (26).
Global açıdan düşünüldüğünde artık günümüzde büyük spor organizasyonları, turnuvalar, olimpiyatlar ülkelerin kendini ifade ettiği, reklamını yaptığı adeta modern arenalar görünümündedir. Ülkeler birçok spor branşında temsil edilmektedir. Hatta ülkeler bazı spor dallarında adeta marka haline gelmektedirler. Amerika Birleşik Devletleri bir basketbol ülkesidir, Brezilya bir futbol ülkesidir (15).
Bu sporcuların kulüpleri, kulüp çalışanları, kamu, reklam, sponsorlar, medya ve yayın hakları gibi kaynaklar açısından düşünüldüğünde spor endüstrisi dünyadaki en büyük endüstrilerden biri konumundadır. Böylesine büyük bir endüstriye yapılan yatırımlar son 20 yılda artmıştır ve artmaya devam etmektedir (16).
Son yıllarda spora katılımın artmasıyla birlikte yaralanma oranları da artmıştır.Spor yaralanmalarının, toplum ve birey için, gerek zaman gerek maliyet açısından öneminden dolayı yönetilmesi kolay değildir. Bu nedenle yaralanmaların tedavisinden ziyade yaralanmaların altında yatan temel sebepleri bulmak ve bu sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapmak asıl önemli olan meseledir. Elit futbolcularda yaralanmalardan korunma stratejileri, ekonomik etkileri ve sporcuların uzun dönem performansları açısından çok önemlidir. Spor bilimi henüz yaralanmaların kesin nedenleri ve bu nedenleri ortadan kaldıracak yöntemleri net olarak ortaya koyamamıştır.
Önceki yaralanmalar, biyomekanik faktörler, esneklik, kuvvet kardiyo-vasküler dayanıklılık içsel nedenlere örneklerdir. Zemin, malzeme kalitesi ve çevresel faktörler ise dışsal sebeplere örnek olarak verilebilir. Bu etkenleri en aza indirmek sporcuyu yaralanmalardan uzak tutacaktır. Bir yaralanmanın oluşumuna neden olabilecek içsel ve dışsdal nedenleri azaltmaya yönelik çalışmalara yaralanmalardan korunma stratejileri denir.
Futbol özelinde bakıldığında çok sayıda sporcu yaralanma sebebiyle performanstan belirli bir dönem uzak kalmaktadır. Literatürde bir futbol takımının kadrosunu oluşturan oyunculardan yaklaşık %14’nünperformansı sezonun herhangi bir zamanında bir yaralanma nedeniyle kesintiye uğramaktadır (25).Bu yaralanmalarının büyük bir kısmı alt-ekstremite yaralanmalarıdır. Alt ekstremite yaralanmalarının büyük çoğunluğunu ise kas yaralanmaları oluşturur.Şöyle ki elit futbolcularda görülen yaralanmaların % 31’i kas yaralanmalarıdır (28). En çok yarlanan kas grupları ise sırası ile hamstring, adduktor, kuadriseps ve kalf kas gruplarıdır. Bu yaralanmaların temel sebebi kesin olarak bilinmese de, yetersiz ısınma, yetersiz esneklik, kas grupları arasındaki kuvvet dengesizliği, nöral gerginlik, yorgunluk, geçirilmiş olan önceki yaralanmalar ve pelvis asimetrisi yaralanma insidanslarını artıran nedenler olarak sayılabilir (1).
Futbolda yaralanmalara neden olan içsel ve dışsal faktörler olmak üzere birçok neden vardır. Yaralanmaların sebebi multi-faktöriyel olduğu içinde koruyucu önlemler geliştirmek çok kolay değildir.
– Pelvis asimetrisi veya aşırı anterior tilt biseps femoris kasının proksimal yapışma yeri tuber iskiyumdaki stresi artırarak, bu kas grubunun sinerjistlerini inhibe ettiği için, hamstring grubunun üzerindeki yükü artırır.
– Lomber hiperlordoz genellikle anterior pelvik tilt ile birliktedir ve bu durum hamstring bölgesinde yaralanma olmamasına rağmen lumbo-pelvik bölgede hamstring ağrısını taklit eden myofasiyal ağrılara neden olabilir .
-Kronik hamstring yaralanmalarında kalça eklemin ön kapsülünün gerilmesi iliopsoas kasını aktive ederken, gluteus maksimus kasını inhibe eder (32).
-Kalçanın primer ekstansörü olan gluteus maksimus kasının inhibisyonuhamstring kas grubuna binen yükü artırır ve dolayısıyla bu kas grubunu yaralanmalara daha duyarlı hale getirir (12).
Normalde pelvisin sağ ve sol bölümlerinin otururken veya ayakta iken anterior ve posterior rotasyonları arasında fark yoktur. Tek taraflı kas sertlikleri ve konraktürleri sağ ve sol bölümlere rotasyonel kuvvetler uygulayabilirler.
– Örneğin sert bir rektus femoris kası spina iliaca anterior superior (SIAS) üzerine anterior ve inferior yönünden bir kuvvet uygularken, sert bir hamstring kas grubu tuber iskiuma posterior ve inferior yönde kuvvet uygular (22).
– Bu istenmeyen kuvvetler pelvisin sağ ve sol yarısı arasındaki hareket dengesini bozacak, dolaysıyla lumbopelvik yaralanmalara neden olacaktır.