GİRİŞ
Karın içi basınç (Intra Abdominal Pressure/IAP), omurgayı ve gövdeyi stabilize eden önemli bir mekanizmadır. IAP regülasyonu; diyafram, pelvik taban ve abdominal kaslar arasındaki dengeli koordinasyona bağlıdır.
Tek bir gövde kasının veya gövde stabilizasyon komponentinin bir bileşeninin tek başına aktivasyonu, postüral taleplere yeterli IAP oluşturmak için yeterli olmayacaktır.
Etkin olmayan spinal stabilizasyon veya pelvik taban ve diyaframın zayıf postüral fonksiyonu bel ağrısına neden olabilir.Gövde stabilizatörlerinin dengesiz aktivasyonu ve IAP’nin yetersiz regülasyonu, kas-iskeletsistemindeki diğer sorunların yanı sıra inkontinans, gastroözofageal reflü, herniasyon ve bel ağrısı ile ilişkili olabilir.
IAP, yaygın olarak ölçülen ve gövde kası koordinasyonu ve core stabilizasyonu ile yakından ilişkili bir değişkendir ve kablosuz teknolojinin son yıllarda popüler hale gelmesiyle çeşitli şekillerde ölçülebilir.IAP’ye dair tekniklerin çoğu invazivdir ve bu nedenle klinik uygulamalarda rutin olarak kullanılmazlar.
Son zamanlarda, IAP’nin bir kapasitif kuvvet sensörü kullanılarak abdominal karın gerilimi(AWT)’den tahmin edilebileceği gösterilmiştir. IAP, AWT ile ilişkili olduğundan, kapasitif kuvvet sensörleri kullanımı ile AWT’yi izleyerek IAP’DEKİ değişiklikleri dolaylı olarak anlamak mümkündür.
AMAÇ=
Farklı postüral pozisyonların AWT (ve ardından IAP’nin regülasyonu) üzerindeki etkisini daha iyi anlamak amacıyla, hangi pozisyonların AWT üzerinde en büyük etkiyi gösterdiğini araştırmak ve Dinamik Nöromüsküler Stabilizasyon(DNS) ilkeleri ile AWT’nin artırılıp artırılamayacağını belirlemek.
METHOD=
Çalışmaya önceden fizik tedavi veya IAP eğitimi almayan otuz sağlıklı üniversite öğrencisi (15 erkek, 15 kadın; 20-25 yaş arası) katılmıştır.
Dışlanma kriterlerià herhangi bir akut/kronik kas-iskelet ağrısı, herhangi bir nörolojik, iç hastalıkları veya diğer hastalıklara ve daha önce herhangi bir gövde ameliyatı veya yaralanması öyküsüve 30’un üzerinde vücut kitle indeksi (VKİ) ‘ne sahip olmak
Abdominal duvara aktivitesini ölçmek için Ohmbelt cihazı kullanılmıştır.[Ohmbelt, cihazda bulunan kapasitif bir kuvvet sensörü aracılığıyla karın duvarı tarafından gerçekleşen basınç artışlarını kaydeder ve ayarlanabilir bir kayışla bağlanır.]
* Bu çalışma için iki cihaz kullanılmıştır. Her iki sensörden gelen veriler (anterior ve posterior) aynı anda kaydedilmiş ve bir yazılım uygulaması tarafından işlenmiştir.
Bu çalışmada AWT, gelişimsel pozisyonlarla ilişkili aşağıdaki pozisyonlarda ölçülmüştür:,
A-B: Oturma pozisyonu (9 aylık gelişimsel pozisyon) [*oklar, sensörlerin konumunu gösterir: 1A- inguinal lig üzerine yerleştirilmiş anterior sensör, 1B-kontralateral olarak üst lomber üçgene yerleştirilmiş posterior sensör.]
C: Sırtüstü bacak kaldırma pozisyonu (3 aylık gelişimsel pozisyon),
D: Ayı pozisyonu (12 aylık gelişimsel pozisyon),
E: Squat (12 aylık gelişimsel pozisyon), ve
F: Kollar düz asılma pozisyonu: [*bu gelişimsel bir pozisyon değildir ancak 3 aylık gelişimsel pozisyonla ilişkili olan gövde stabilizasyonu stereotipi ile spor salonunda sıklıkla kullanılan bir egzersiz pozisyonudur.]
Test Protokolü à
[Karın duvarının aktivitesi, dört solunum döngüsü boyunca (yaklaşık 15s) her pozisyonda izlenmiştir. Her denek bir test nefesi almış ve ardından ölçüm inspiratuar fazın başlangıcında başlayıp dördüncü solunum döngüsünün ekspiratuar fazının sonunda sonlanmıştır.]
Denek spontan ritmi kullanarak doğal olarak nefes almıştır. İlk olarak, spontan pozisyon herhangi bir düzeltme yapılmadan ölçülmüş ve hemen ardından katılımcılara klinisyen tarafından DNS ilkelerine göre gövdeyi en iyi şekilde nasıl stabilize edecekleri konusunda sözlü ve manuel talimat verilmiştir.Deneklerden, verilen pozisyonda nötr omurga pozisyonunu korurken (artmış spinal kifoz/lordozdan kaçınarak) tüm ölçümler boyunca inspirasyon ve ekpirasyonda her iki sensörü de itmeleri ve karın duvarının ekspansiyonunu sürdürmeleri istenmiştir. Talimat sonrasıdört solunum döngüsü tekrar ölçülmüştür.Her pozisyon arasındaki gevşeme süresi 5 dakika olarak belirlenmiştir. Tüm deneklerin değerlendirmesi aynı koşullar altında yapılmıştır.
SONUÇ
-AWT, spontan aktivasyona kıyasla DNS talimatlarıyla dört postüral durumda da (sırtüstü bacak kaldırma, ayı, asılma, squat pozisyonlarında) önemli ölçüde artmıştır. Her iki sensörde de (anterior ve posterior) önemli artışlar kaydedilmiştir.
-Aktivitedeki artış, her iki sensörde de aynı anda meydana gelmiş ve sensörler arasındaki basınç artışlarında anlamlı bir fark görülmemiştir.
-Oturmaya kıyasla, sırtüstü pozisyonda bacak kaldırma ve ayı pozisyonunda spontan AWT’de anlamlı artışlar gözlenmiştir.
-Hem spontan hem de DNS talimatlarına göre en büyük AWT ayı ( Bear )pozisyonunda kaydedilmiştir.
-Bu çalışma AWT’yi gönüllü olarak değiştirmenin mümkün olduğunu da doğrulamaktadır.
-AWT’de cinsiyet veya sensör konumu arasında hiçbir fark kaydedilmemiştir.
Limitasyonlar:
Sadece asemptomatik, 20-25 yaşındakiler değerlendirilmiştir.[* Sonuçlar yaşlı popülasyonlar, bel ağrısı olan kişiler veya hareket sistemi veya nörolojik bozukluklar yaşayan kişiler için genellenemez.]
Ohmbelt cihazı daha önce postural stabilizasyonu araştırmak için kullanılmış ve metodoloji ayrıntılı olarak açıklanmış olsa da sensörlerin tüm deneklerde aynı yerleşimi, sensörleri sabitleyen kayışların yeterince sıkılması veya analiz edilen deneklerin VKİ gibi ölçüm sonuçlarını etmenler etkiler olabilir.
Kısa süreler için sadece statik pozisyonlar izlenmiştir. [*Dinamik hareket, dayanıklılık ve yüklenme sonuçları güçlü bir şekilde etkileyebilir.]
*AWT ve IAP gövde stabilizasyonunu eğitmek için beş pozisyondan (oturma, sırtüstü bacak kaldırma, ayı, asılma, squat) en güçlü olan àayı ve sırtüstü bacak kaldırma pozisyonları önerilebilir.
*Artan IAP, omurga için etkili bir destek stratejisinin bir parçası olabilir ve gövde stabilitesinin iyileştirilmesi gereken durumlarda kullanılabilir.
*Aynı zamanda, ana hedefin mutlak maksimum IAP’ye ulaşmadan gövdeyi stabilize eden kaslar arasındaki optimal koordinasyonu yeniden sağlamak
olduğunu unutmamalıyız.
[*Bazı yazarlar, karın kaslarının maksimum aktivitesinin ve ilgili IAP pikinin inguinal herniye, pelvik kuşak ağrısına, pelvik taban disfonksiyonuna veya muhtemelen serebrovasküler ve kardiyovasküler olaylarla sonuçlanabilecek yüksek kan basıncına neden olabileceği konusunda uyarmaktadır. IAP’de sürekli bir artış, hayatı tehdit eden bir durum olan abdominal kompartman sendromuna ve karın içi hipertansiyona neden olabilir. Hangi egzersizlerin gövdeyi en iyi şekilde stabilize ettiğini ve IAP’yi olumlu bir şekilde regüle ettiğini, fiziksel performansı iyileştirdiğini ve kas-iskelet ağrısı üzerinde önleyici ve terapötik etkiler sunduğunu belirlemek önemlidir.]
KAYNAK
Madle K, Svoboda P, Stribrny M, et al. Abdominal wall tension increases using Dynamic Neuromuscular Stabilization principles in different postural positions. Musculoskelet Sci Pract. 2022;62:102655.