Ayak Bileği Spraini ile İlişkili Duyusal Değişiklikler

Sağlam bir duyusal motor sistemi, hareket kontrolü ve koordinasyonu için önemlidir

Ayak bileği burkulmaları, her yaş grubunda yaygın olarak karşılaşılan, genellikle ligamentlerin ve eklem kapsülünün yaralanmasıyla sonuçlanan bir durumdur.

Bu tür yaralanmalar, eklemdeki duyusal geri bildirimleri bozar.

Kaslar ve eklemler ile merkezi sinir sistemi arasındaki karmaşık geri bildirim sisteminin varlığı iyi bilinmektedir.

Refleks stabilizasyonu, kapsül ve ligamentlerdeki mekano-resöpterlerden gelen geri bildirimler, eklemin pozisyon algısı ve kas iğciklerinden gelen uyarıları etkiler. Duyusal reseptörler veya mekanoreseptörler, eklem kapsülünde, ligamentlerde ve hasar gören eklem yüzeyinde bulunur.

Yapılan çalışmalar, yaralanma sonrası gelişen ayak bileği instabilitesi mekanizmasının bu reseptörlerin yaralanmasına bağlı olduğu söylemektedir.

Reseptörlerden hem statik hemde eklem hareketi ile uyarı gittiğini belirtmektedir.  

Bu reseptör sistemi yürüme esnasında ayağında refleks stabilizasyonuna katkıda bulunur. Yaralanmalar sonrası düşme ve sakarlık görülmesi bununla ilişkili olabilir. Yaralanma sonrası denge bozukluğu, koordinasyon ve yürümedeki akıcılık bozulabilir.

Duygusal girdi sisteminin hasar görmesi kas aktivasyonlarını da değiştirir.

Titreşim algısı, eklem mekano-reseptörlerinden gelen hem yüzeysel hem de derin duyumları ve kortikal duyusal ilişkilendirme alanlarının bozulmamış işlevini birleştirir

Eklem kapsülünün hasar görmesi, küçük sinir liflerindeki hasar, eklemdeki ödem, pacini cisimciklerinden gelen girdileri de etkiler.

Özellikle dengeyi ve motor kontrolü olumsuz etkileyebilir.
Sağlam bir afferent sinir sistemi, etkili motor kontrol için gerekli geri bildirimi sağlar.

Postural stabilitenin ayak bileği yaralanması sonrası belirgin düzeyde etkilendiği gösterilmiştir.

Ayak bilek spraininin, duyusal sistem üzerinde kalıcı etkiler yaratabilir.

Bu bağlamda, duyusal fonksiyonların, özellikle titreşim algısı ve iki nokta ayrımı gibi testlerle değerlendirilmesi, yaralanmanın etkilerini anlamak adına önemlidir.

Bu çalışmanın amacı, tek taraflı ciddi bilek burkulması geçirmiş bireylerde duyusal fonksiyonlardaki değişiklikleri incelemek ve burkulmanın yaralı ve sağlıklı taraflar arasındaki farklara etkisini araştırmaktır.

MATERYAL ve METOD

Bu çalışmada, yaralanma geçiren grup (I)= 18-35 yaşları arasında, tek taraflı şiddetli ve sadece travmatik bir olay sonucu ayak bileği yaralanması (grade II ve/veya III) geçirmiş 20 erkekten oluşmaktadır.  (Yaralanmanın üzerinden min. 2 ay- max.18 ay geçen bireyler.)

Kontrol grubu (C)= yaş, boy ve kilo açısından eşleşmiş, alt ekstremite kas-iskelet yaralanması veya nörolojik bozukluğu olmayan, diyabet, koordinasyon problemi olmayan 11 erkekten oluşmaktadır.

Her bireye titreşim algısı, iki nokta ayırım testi ve tek bacak üzerinde denge testleri uygulanmıştır. Testler rastgele sırayla yapılmıştır ve tüm testler aynı araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir.

Titreşim Algısı: Titreşim algısı ölçümü için bir mekanik osilatör kullanılmıştır. Bu cihaz, frekans ve genliği değiştirebilme kapasitesine sahiptir. Titreşim algısı, 50-450 Hz arasında, her 50 Hz’de bir ölçülmüştür. Bireyler, titreşimi hissetmeye başladıkları noktada “titreşim algı eşiği” belirlenmiştir.

Şekil 1. (a) Titreşim algısı testi için birey ve ekipman yerleşimi. A = Mekanik osilatör, B = Karşı denge ağırlıkları, C = Güç osilatörü, D = Voltmetre. (b) Mekano-osilatörün fibula başına uygulanışı ve alt ekstremitenin stabilizasyonu. 

Şekil 2. Alt ekstremitenin lateral kısmına kaliperlerin uygulanışı. Şekil 1. Titreşim algısı testi için birey ve ekipman yerleşimi. A = Mekanik osilatör, B = Karşı denge ağırlıkları, C = Güç osilatörü, D = Voltmetre.

Şekil 1. (a) Titreşim algısı testi için birey ve ekipman yerleşimi. A = Mekanik osilatör, B = Karşı denge ağırlıkları, C = Güç osilatörü, D = Voltmetre. (b) Mekano-osilatörün fibula başına uygulanışı ve alt ekstremitenin stabilizasyonu.




Mekano-osilatörün fibula başına uygulanışı ve alt ekstremitenin stabilizasyonu.

İki Nokta Ayırım Testi:

0.1 mm hassasiyeti olan dial kaliperler kullanılmıştır. Yaralanma bölgesine yakın olan distal fibula alanında test yapılmıştır. Test esnasında, bireylere iki nokta hissedilip edilmediği sorulmuş ve önce büyük bir mesafe ile başlanıp, bu mesafe kademeli olarak daraltılmıştır.

Noktalar arası mesafe, birey tek bir nokta hissetmeye başladığında “eşik” olarak kaydedilmiştir.

Şekil 2. Alt ekstremitenin lateral kısmına kaliperlerin uygulanışı.

Tek Bacak Üzerinde Denge: Bu test, bireylerin tek bacak üzerinde gözleri kapalı olarak durma sürelerini ölçmeyi amaçlamıştır. Katılımcılar, bacakları 90° fleksiyonda olacak şekilde durduklarında, dengeyi ne kadar süreyle korudukları kaydedilmiştir. Her iki bacak için 5’er deneme yapılmış ve her bacak için en uzun deneme süreleri analiz için kullanılmıştır. Sonuçlar, yaralanmanın duyusal algıyı nasıl etkilediğini belirlemek için analiz edilmiştir.

Titreşim Algısı:

Kontrol grubunda, 200 Hz frekansı hariç, sağ-sol taraf arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Grup I’de, yaralı olan-olmayan taraflar arasında 9 frekansın 7’sinde anlamlı farklar gözlemlenmiştir.
Bu farklar özellikle frekans arttıkça daha belirginleşmiştir.

Yaralı tarafta titreşim algısı için daha yüksek bir titreşim gücü gerektiği ve frekans arttıkça algı eşiğinin yükseldiği görülmüştür.
150-450 Hz aralığında her iki grup arasında anlamlı farklar tespit edilmiştir (p < 0.05).

İki Nokta Ayrımı:

Grup C‘de, sol ve sağ taraflar arasında iki nokta ayrımında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Grup I’de, yaralı tarafta iki nokta ayrımını yapabilme yeteneği önemli ölçüde azalmıştır.

İstatistiksel testler, Grup I ve Grup C arasında anlamlı farklar olduğunu (p < 0.05) ortaya koymuştur.

Tek Ayak Üstünde Denge Testi:

Grup I‘de, yaralı ve yaralı olmayan taraflar arasında anlamlı farklar bulunmuştur.

Yaralı tarafta denge için geçen süre, yaralı olmayan taraftan 5.7 saniye daha kısa olmuştur.

Buna karşılık, Grup C’de sağ ve sol taraflar arasındaki 2.0 saniyelik fark anlamlı bir fark oluşturmamıştır.

TARTIŞMA

Kontrol grubunda (C) titreşim algısı, iki nokta ayrımını yapabilme ve tek ayak üstünde denge testlerinde sağ ve sol taraflar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yalnızca 200 Hz frekansında bir fark gözlemlenmiştir.

Yaralanma geçiren grup (I) için titreşim algısı ve iki nokta ayrımı testleri, yaralı tarafta önemli duyusal eksiklikler olduğunu göstermiştir.

Ayrıca tek ayak üstünde dengeyi koruma yeteneği, yaralı tarafta ciddi şekilde bozulmuştur, bu da duyusal motor sistemin bütünlüğünde bir kayıp yaşandığını düşündürmektedir.

Bu bulgular, bağ dokusu veya kapsüler yaralanmaların yerel duyusal alıcı fonksiyonlarında önemli eksikliklere yol açtığını doğrulamaktadır.

Bu eksikliklerin yaralanmadan önce var olan bir nörolojik bozukluktan mı kaynaklandığı yoksa sadece yaralanmaya bağlı mı olduğu konusunda daha fazla araştırma gereklidir.

ANAHTAR NOKTALAR

Önceden ciddi, tek taraflı bilek yaralanması geçiren bireylerde yapılan titreşim algısı, iki nokta ayrımı ve tek ayak üstünde denge testlerinde, yaralı ve yaralanmamış taraflar arasında anlamlı farklar vardır.

Yaralı grup (I) ve kontrol grubu (C) arasında titreşim algısında önemli farklar bulunmuş, özellikle frekans arttıkça duyusal algı eşiği yükselmiştir.

Yaralı tarafta, iki nokta ayrımı yapabilme yeteneği belirgin şekilde azalması duyusal fonksiyon eksikliklerini işaret etmektedir.

Tek ayak üzerinde denge testi, yaralı tarafta belirgin bozulmalar gösterirken, kontrol grubunda taraflar arasında fark bulunmamıştır.

Deneysel ve kontrol grupları arasındaki sağ-sol farklarının önemli olması, duyusal değişikliklerin bilek yaralanmalarına bağlı olduğunu göstermektedir.

Yaralanmış bileklerin mekano-reseptörlerindeki hasar, duyusal algıyı ve dengeyi olumsuz etkileyerek motor kontrolü zorlaştırabilir.

Duyusal fonksiyonlardaki bu eksiklikler, sadece yaralı tarafta değil, yaralanmamış tarafta da gözlemlenmiştir. Bu da tedavi sürecinde her iki tarafın da göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir.

Fizyoterapistler, bu duyusal eksiklikleri tedavi ederek, bilek instabilitesinin önlenmesine ve tekrarlayan burkulmaların engellenmesine katkı sağlayabilir.

REFERANS

Bullock-Saxton JE. Sensory changes associated with severe ankle sprain. Scand J Rehabil Med. 1995 Sep;27(3):161-7. PMID: 8602478.

Bu makale Spor Fizyoterapisti Nurcihan Nayman tarafından hazırlanmıştır.

Quadroathletics 2015 yılında spor bilimlerinde akademik kariyerlerine devam eden profesyoneller tarafından hareket bilimlerinde, spor ve spor bilimlerinde eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek için kurulmuş bilimsel bir merkezdir

Son Yazılar