Dinamik Nöromüsküler Stabilizasyon (DNS)

Sportif Kariyeri Etkiler Mi ?

Bir bisikletçinin ayağını pedalda çok az bir açıyla oynatması, bir futbolcunun kramponunu değiştirmesi, bir tenisçinin raketinin tellerini yenilemesi ya da bir kürekçinin oturma pozisyonunu bir milimetreden daha az değiştirmesi bile oldukça zordur.

Her şeyi eskisi gibi yapsalar bile, bu küçük değişiklikler ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ya da en iyi ihtimalle bu sorunların tamamen ortadan kalkmasını sağlayabilir.

İlk bakışta önemsiz gibi görünen bu ayrıntıların asıl sırrı, sporcunun duruşunda, yani vücut hizalanmasının doğruluğundadır.

DNS, Prag Rehabilitasyon Okulu’nun kurucularının teorik ve pratik bulgularının bir devamı niteliğindedir ve bu temele dayanan bir deneyim yaklaşımıdır

Dinamik Nöromüsküler Stabilizasyon (DNS), nöroloji, nörofizyoloji, anatomi, biyomekanik, kinezyoloji ve diğer tıbbi bilimlerin ilkelerine dayanan kapsamlı bir tanı ve tedavi konseptidir.

DNS’in gelişiminde bir diğer önemli etken, Dr. Pavel Kolar’ın sporcularla yakın çalışmaları ve uzun yıllar boyunca yüksek düzeyde yarışan bir jimnastikçi olarak edindiği kişisel deneyimleridir.

DNS kavramı, doğru vücut duruşu ve doğru hareket akışının, sağlıklı çocukların postür ve hareketlerinden türediği gerçeğine dayanır.

Yaşamın ilk yıllarında, herhangi bir eğitim almadan, sağlıklı çocuklar otomatik olarak vücut duruşunu ve mekândaki hareket koordinasyonunu sağlayabilme becerisi geliştirirler.

Tüm çocuklar motor becerilerini aynı şekilde geliştirir, çünkü hareket gelişimi genetik olarak kodlanmıştır ve sağlıklı bir sinir sisteminin işlevine bağlıdır

‘’Bir tenisçinin haftalık olarak kaç fore-hand veya servis yaptığını düşünelim.

Yanlış uygulanan tek bir vuruş çok büyük bir fark yaratmaz, ancak bu yanlış hareket uzun süre tekrarlanırsa etkisi katlanarak büyür.

Tıpkı sürekli aynı noktaya düşen bir su damlasının, zamanla en dayanıklı malzemeyi bile aşındırması gibi.

Pavel Kolar ‘’postürün nasıl oluştuğu, aşırı kullanım sonucu gelişen hareket bozukluklarının önlenmesi açısından son derece önemlidir’’ demiştir.

Kolar bu durumu bir otomobil benzetmesiyle şöyle açıklar “Eğer aracın alt takımı sürekli kayıyorsa, sonunda mekanik bir sorun ortaya çıkar.”

Arabanın bir yerinde oluşan küçük bir kayma, zamanla fren balatalarının aşınmasına hatta arızalanmasına neden olabilir.

İnsan vücudu da buna benzer şekilde işler — basitçe söylemek gerekirse, her şey birbirine bağlıdır.

Roger Federer, İsviçreli efsaneyi, 37 yaşında olmasına rağmen elit düzeyde tenis oynayabilmesinin sırrı neydi ?

Ya da diğer efsane Nadal’ın bu kadar sakatlık yaşamasının altında yatan önemli neden neydi ?

Kas morfolojisine baktığımızda Federer’in vücudunu, örneğin diğer bir şampiyon Rafael Nadal’a kıyasla daha optimumlarda hareket ediyor.

Nadal’ın bazı hareketleri özellikle forehand vuruşu doğallıktan uzaktır.

Hareket analizi aşama aşama incelendiğinde de bu açıkça görülür.

Yanlış öğrenilmiş hareketler sonucu ortaya çıkan postüral fonksiyon yetersizliği, kas, tendon, bağ ve eklemlerde yapısal değişikliklere yol açan kronik aşırı yüklenmenin en sık nedenlerinden biridir.

Bu etki yalnızca lokal değil, sistemik düzeyde de görülür.

Eklemlerin postüral fonksiyonlar sırasında bir dişli çark gibi birbirine bağlıdır.

Genel bir inanışa göre spor her zaman duruşu (postürü) iyileştirir. Ne yazık ki, çoğu zaman bunun tam tersi doğrudur.

“Eğer bir kürekçi, tenisçi ya da bisikletçiyseniz ve hareket kalıbınız doğru değilse, dokularınızı kronik olarak aşırı yüklüyorsunuz demektir.

Bu durum hemen fark edilmez, ama birkaç yıl içinde bel omurgasında ya da kalça ekleminde ciddi bulgular ortaya çıkabilir.”

Beş kez dünya şampiyonu olan kürekçi Ondrej Synek’in durumu buna örnektir. Kariyerinin bir döneminde ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalmıştı.

Yıllarca kırık bir omurla yarışmış ve bu durumun temel nedeni hatalı bir hareket paterni olabilir. Kürek sporunda bu tür bir hata özellikle tehlikelidir.

Elit bir kürekçi yılda ortalama 800.000 vuruş yapar.

Bu kadar yoğun tekrar ve aşırı kullanım, vücutta morfolojik değişikliklere yol açar.

Sonuç olarak,

DNS terapisi esasen bir eğitim sürecidir; hastaya, hem statik duruşlarda hem de hareket sırasında, omurga ve eklem stabilizatörlerini optimal şekilde nasıl devreye sokacağını öğretir.

Başlangıçta hasta, fizyoterapistin rehberliğinde çalışır; terapist hastanın duruşunu ve hareketini düzeltir.

Zamanla hasta, egzersiz sırasında yaptığı hataları kendi başına fark etmeyi ve düzeltmeyi öğrenir.

Daha sonra, evde belirlenmiş egzersiz pozisyonlarında düzenli olarak çalışarak ideal hareketleri içselleştirir.

Sonuçta, sporcu günlük yaşamda, işte ve spor sırasında doğru postür ve koordine hareketleri kullanabilir hale gelir.

Hareket kalıplarının düzeltilmesi yalnızca kasların çalıştırılmasına dayanmaz. Eklemlerinizi çalıştırmayı öğretmek gerekir.

Eklemlerin doğru pozisyonunu, bunu başarabilmek için merkezi sinir sistemimindeki, gelişimsel temellere dayanan işlevlerden yararlanılır.

Tenis dünyasının ünlü ismi, Novak Djkokovic, Çek Radek Stepanek, dünya şampiyonu olan kürekçi Ondrej Synek kariyerini uzatanlardan bazılarıdır.

Radek Stepanek Dr. Pavel Kolar için. “Tenis kariyerimi birkaç yıl uzattı’’ diye belirtir.

“Eğer o olmasaydı, çoktan hokeyi bırakmış olurdum,” diyen efsanevi hokey oyuncusu Jaromir Jagr da Kolar’a teşekkür eden isimlerden yalnızca biridir.

Kolar’ın aslında onları DNS sistemi ile optimum kas-kordinasyon sistemi ile devam etmelerini sağlamıştır.

Quadroathletics 2015 yılında spor bilimlerinde akademik kariyerlerine devam eden profesyoneller tarafından hareket bilimlerinde, spor ve spor bilimlerinde eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek için kurulmuş bilimsel bir merkezdir

Son Yazılar